Cambridge Bir Bakış

Cambridge - Boston arasında onlarca köprü var. Bu köprülerden birinden MIT ve hemen yanındaki Hyatt otelini ve nehrin görüntüsünü görmek mümkün.


Hemen karşı tarafında ise Boston Üniversitesinin binaları yer alıyor.

Haluk Tanrıkulu

Harvard Meydanı

Harvard meydanı, Cambridge'te. MIT kampüsü ile arasında yürüme mesafesi 20 dakikalık bir mesafe. Cambridge'teki en canlı yer desek sanırım yalnış olmaz. Burada ünlü Harvard Üniversitesi'de var. Okul çevresindeki evleri ve arazileri satın alarak çok büyümüş. Üniversite cenneti olan Boston'ın en saygın üniversiteleri Charles River kenarına sıralanmış gibi.

Beni bu mekanlarda en çok etkileyen kitapcıları oldu. Binaların eskiliği, oturma mekanları, bol kitap çeşidi... ne ararsanız bulabiliyorsunuz.

Kitapçıda Orhan Pamuk'un Kar (Snow) kitabını hemen bulabiliyorsunuz. Çünkü en çok okunan kitaplar arasında...

Kitabevi, Harvard Üniversitesi ile MIT birlikte işlettikleri Coop kitabeviden başka birşey değil. Resimdende anlaşılacağı üzere kitapevi Harvard Üniversitesi bayrakları ile süslenmiş, bezenmiş bir şekilde sizleri bekliyor.

Haluk Tanrıkulu

Okul Servisi

Ezgi her sabah MIT Westgate kampüsünden Harvard Square deki okuluna gidiyor. Okula gidiş ve dönüşlerin bizlerin filimlerde izlediği o eski sarı otobüsler ile yapıyor.

Bu araçlar şehir eğitim merkezi tarafından kiralanmış özel taşıma servisleri. Öğrenciler bu servisler için bir kuruş para bile vermiyorlar.

Serviste bir de gözetmen bulunuyor.

Ezgi her sabah bu servis ile gidiyor, öğleden sonra saat 3 civarlarında ise aynı servis onu aldığı yere bırakıyor.

Çok eski olan bu otobüsler bizim çocukluğumuzdaki Amerikan filimlerindeki gibi kendi yerlerini bu şehirdede koruyorlar.

Haluk Tanrıkulu

Boston Manzaraları (Gökdelenler)

Prudential Binası (uzak - yakın çekimleri)

Haluk Tanrıkulu

Turkish Cafe

Kahve içmek Amerikalılar için bizdeki çay içmek kadar yaygın. Her alışveriş sonrası ünlü kafe mekanlarında bardak bardak kahve içerler.

Kokulu, aromalı kahveleri ise marketlerde sahiplerince çekilmeyi bekler. İşte bu kahve çekme makinaları aldığınız kahve çekirdeklerini istediğiniz kıvamda çekip size verir. Makinalara dikkatlice baktığımızda çekme şekilleri arasında "Turkish" yazdığını görürsünüz. Üzerindede bir cezve resmi vardır. Ayarı "Turkish" getirdiğinizde makina size bizim bildiğimiz kahve inceliğinde çekip verir.

Her Amerikalı bu makinaları hayatları boyunca en az bir kez kullanmıştır. Tiryakilerinin çok olması nedeni ile bu makinalar gün boyunca binlerce kez kullanılır. Bu nedenle Amerikalıların Türklerinde kahve konusunda bir kültürleri olduğunu bilmemeleri mümkün değildir.

Ancak, rakıyı Yunan içeceği gibi gösteren (bilmem belkide gerçekten onlarındır), şimdide cezvede yapılan bizim Türk kahvesini Yunan kahvesi diye lokantalarda satmaktadırlar.

Eh benden haber vermesi... Bir kahvenin kırk yıl hatırı vardır sözünü bile çalarlar bu Yunanlar...

Belkide Komşide pişer bizede düşer demişlerdir.

Sevgi ve Saygıyla.

Haluk Tanrıkulu

Zesiger Sports and Fitness Aquatic Center

Zesiger Spor merkezi MIT` e yakışır bir spor merkezi. Merkezde yüzme havuzlarından, her türlü kondisyon çalışması yapabileceğiniz salonlara kadar her nevi çalışma alanı bulunuyor. İçindeki olimpik havuz ise benim en çok ilgimi çekeni. Salondaki fitness merkezi ise görmeye değer cihaz, alet edevatla dolu.

Öğrencilerin yaşamlarına yeni bir yön kazandırmanın yolunun sacece uzmanlık alanlarında yapılan çalışmalar ile sınırlı kalmadığını bilen MIT yetkilileri devasa bir eğitim merkezi inşa ettirmişler. Binanın iç yapısı, işlevseliği ise her mimarın görmesi gerektiren unsurlar ile dolu.

Bizede bu merkezin keyfini çıkarmak kalıyor....

Haydi şimdi yüzmeye...

Haluk Tanrıkulu

EETIMES

Sonunda bir daha buralardayım.

Birikmiş dergilerim arasında haftalık bir tanesi var ki, cidden çok iyi : EETIMES.

İçinde ne yok ki. Bizdeki bthaber dergisine benziyor. Yeni teknolojileri, onları üretenlerin yorumları ile aktarıyor okuyucusuna. Kısa, öz. Derginin tümüne yakınını web sitesinde bulmak mümkün.

Haluk Tanrıkulu

Big Dig

Big Dig....

Bu projeyi bilim ve teknik dergisinde okumuştum. Buraya gelince hava alanından Vassar gelene kadar 6 mil boyunca Big Dig içinden geçiliyor. Boston'ı yeraltından bir köstebek gibi kazan belediye, onlarca milyar doları buraya gömüyor. Yer altında otobanlar kuruluyor. Şehiriçi trafik yer altına alınıyor. 2014 yılında tamamlanması bekleniyor, büyük kazının.

Bizde Ankara'da, İstanbul'da kenti otobana çeviriyoruz. Otoban kenarında şehirlerde, üst geçitlerle çözüm bulduk.

Haluk Tanrıkulu

Presidents' Day

Presidents' Day ne anlama gelir bilmiyorum, ama bizim için en güzeli bugünün tatil olması.

Haluk Tanrıkulu

Power is off....

Enerjide çalışırken, Amerikda hiç elektrik kesintisi olur mu der, olmayacağını kanaat eder, yada istatistiklere göre kesintilerin olmadığını ispat etmeye çalışırdık...

Ama burada sabahın onunda başlayan bir arıza nedeni ile Westgatte kampus sustu. Isıtma ve aydınlatma yapılamayınca, Tang binasının 24. katına çıkıp orada ısındık, evde yemek yapamadığımız içinde MIT Westgate çalışanları bizleri ağırladılar....

Yani buradada kazaların olması nedeni ile elektrik kesintisi oluyor. Su borularının patlaması ve sızan suların elektrik panasonuda kısa devre yapması sonuçunda elektrik kesintisi oldu. Geç saatlere kadar ancak tamir edilebildi. Bizde yaklaşık yüz Westgate sakini ile değişik bir gün geçirdik.

Haluk Tanrıkulu

MIT - CINEMA

Wallace and Gromit in The Curse of the Were-Rabbit, eğlenceli bir çocuk filmi. Soğukta birazda koşturarak Ezgi ile girdik salona. filmin başlamasına 5 dakika var. Salon, bizim gibi geç gelenler ile dolmaya başlad.

Eğlenceli, gülmece bir film. Gitmedi iseniz, bir DVD'sini almanızı ve seyretmenizi tavsiye ederim.

Haluk Tanrıkulu

Prezentasyon Nasıl Yapılır

Uzmanı anlatıyor. Bir sunum yaparken;

- Konuşurken dinleyicilerin gözüne bakacasın
- Sunumun slaytlarını kesinlikle kendin hazırlayacaksın
- Özet bilgiler olacak
- Ucan, kaçan oradan buraya gidip gelen yazılar, resimler olmayacak
- Özü verip başlayacaksın...

Vahhh vahh...

Bizde biliyoruz bunları ama gelde bizdekilere bunları anlat... Kendi sunumlarımız için bunlar geçerli olabilir. Ama bu eğitimi kayda alıp ilgililere göstermek gerekir. Nede olsa eğitimi veren kişi bu işi 30 yıldır yapıyorum diyor. Söylediklerinde yerden göğe kadar haklı.

Bizde, hazır sunumlar olur. Kanun mu anlatacaksın, içinde kanunun tüm detaylarının yazıldığı metni koymayıda unutmayız. Birde meraklarını cezbetsin diye olmadık, konu ile ilgisi olmayan sütünlar, uçan yazılar, sesler, uçuşan resimler ekleyiveririz. Olmadı birde santral nasıl çalışıyor, TCP-IP nedir gibi entellektüel, ingilizce kelimeleride sıkıştırırız...

Yaptık mı size bir kanun tanıtım sunumu... birde sunan konuyu bilse, ucana kaçana bakacağına özündeki bilgiye hakim olsa can sağlılığı...akıl sağlığı...

İşte bunları düşündüm, sunum tekniklerini dinlerken.... Vah halimize dedim...

Haluk Tanrıkulu