Cumartesi, Aralık 17

Santa'nın Ziyareti...

Yıl sonu yaklaşıyor.... Santa Westgate kampüsünü ziyarete gelmiş....

Bizde çıktık gittik.. Çocuklara hediye veriyor. Ezgi ve ben, Duru'yu izlerken, Fazi çocuklar için sıraya girmiş..

Resim için aşağıdaki bağlantıyı tıklayınız.....

http://web.mit.edu/westgate/gallery/SantasVisit/large.html?100_0391.jpg

Salı, Aralık 13

Zihni Sinir Proceleri...



Eh burada böyle projeler var. Niye olmasın ki... Önce talepleri değerlendiriyorsunuz. Yani işin ekonomisi var mı yok mu? Faydalı mı değil mi ? Kaba taslak çiziyorsunuz. Sonra tartışıyorsunuz. Sonra hesap kitap. Bir bakmışsınız eğlenceli bir dönemden sonra somut birşeyler elinizde...

MIT Course 2.009 finalinde bunları görüyoruz.. Hayal, bilmekten daha önemlidir.

Bu lafı ben demedim.. A. Einstein demiş...






Biz ise projelerde giriş, gelişme, sonuç var mı? Sayfalar düzenli mi? Dosya kapları ne renk olacak, imla hatalarım nerede? Demekten, leblebi yemekten, şekilden şekile girmekten başka birşey yapmıyoruz. Hele birde sonunda not varsa, ya yumurtayı taşıyamazsa, ya topları toplayamazsa.. diye kasılıp mide ülseri oluveriyoruz. Burada çocuklar dönemin başından sonuna kadar bu işi eğlence halinde keyif ile yapıp, yaptılarını ve eğlencelerini videolara çekererk anı haline getiriyorlar . Kimse kasmıyor. Kimsede sınıfta kalmıyor. As olan fikir... as olan tasarım... yapımı ustalar haleder herhalde...



Bende böyle bir dersi okul bitirirken almıştım. Şimdi bize as olan yerine, yani fikir yerine şekilcilik ile "sen şu projeyi yap sende şunu, güzel olsun... ha" diyenler özel üniversitelerde benim burada yazdıklarımı paşa paşa yapıyorlar. Kimseyi kasamıyorlar yani... Fikirde üretemezler zaten... o işler sonradan olmuyor... bu işin asıl bir girişi, bir gelişmesi ve sonuçu var...

Yani sonuç olarak, bize üç proje veriyorlardı. Bizde bunu kasa kasa yapıyorduk. Burada çocuklar projelerini kendi üretiyorlar. Yani yüzlerce proje çıkıyor. Başta bu doğru... Sınırlama yok...

Daha yazmayacağım...

Pazartesi, Aralık 12

MIT Professor Richard R. Schrock Nobel Ödülünü Aldı


Richard R. Schrock Stokholm'de yapılan tören ile nobel ödülünü aldı. Darısı başımıza diyorum ama olmuyor. Beklemek yetmiyor. Adam 15 yıl çalışmış. Didinmiş. Laboratuvardan çıkmamış... Düşünmüş düşünmüş. Etrafındakiler düşünmüş. Yazmış, paylaşmış... konuşmuş... anlatmış, boş tartışmalar ile zaman yitirmemiş...

Sonuç ise insanlığa armağan bir buluş...Detayları önceden yazmıştım.. Şimdi düşünelim... bizim niye bir nobelimiz yok. İmkanlarımız yokta ondan. Okullarımız devlet dairesi gibi işlerse, özel üniversitelerde dershane gibi çalışırsa kimse bilim üretemez. Şekilcilikten kaçmak lazım. Schrock'ın MIT'deki çalışma odası, sadece sessiz. Eski, 100 yıllık bir oda. Ama adam buraya girip 10 saat çalışıyor. Adamın bir tüm angaryalarını yapan kiralanmış en az beş adamı var. Adam kak demeden herşey önüne geliyor. Adam bir konferansa gitmek için dekanın elini öpmüyor. Gideceğim diyor gidiyor. Bu hafta gelmeyeceğim diyor gelmiyor. Sadece Schrock mı? Hayır. Onlarcası, yüzlercesi böyle çalışıyor. Uçakta birinci mevkiden alınıyor biletleri. Hiç bir hocanın ekonomik mevkiden bilet alındığını görmedim. Hoca, sırada beklemez, hoca rahat gitmeli, yol boyunca okumalı, hoca itibarlı... hoca üretiyor... niye işte bundan dolayı...

Ahhhhhhhh.... biz ne yapıyoruz.. tüketiyoruz. özelliştirme ile atardamarlarımızı kesiyoruz. İstihdam yerine devletin sırtına özelleşen kurumlardakileri getiriyoruz. Özelleştirmek nedemek burada kimseye anlatamadım. Çok şaşırdı dinleyenler. Biz işleri dış kaynak kullanımı yapıyoruz diyorlar. Benim yapacağım işi başkası yapsın diye satmanın öz eleştirisini yapmadığımızı söylüyorlar. Yani bu işi yapamıyorum nedemek bunu anlamıyorlar. ABD kapitalist bir ülke ama rekabetten yana. Hazır kaynaklarını ana mallarını kullanıyorlar. Hele il özel idareleri, belediyeler burada özel sektör ile yarışırcasına üretiyor ve arazi kapatıyorlar...

Neyse daldık... Schrock nobel ödülünü aldı.. Bizede gevezelik düştü...

Çarşamba, Aralık 7

Dog Genome Sequence


Tasha adlı bir Boxer'ın %99 DNA Gen sıralamasının bulunduğu bugünkü web sitesinden duyuruldu. Bu iş başaran Broad Enstitüsünün açıklamaları ise yakın gelecekte daha detaylı gen haritalarının çıkarılacağı yönünde. Haberin detayları Nature dergisinde yayınlandı. İlgilenenler girip bakabilirler.

Aynı sayıda Türk bilimi ile ilgili yazıyıda okumanızı tavsiye ederim.

Salı, Aralık 6

Alan Dershowitz


Haydi bunada gidelim. Alan Dershowitz ünlülerin avukatı, profösör, bestseller kitabları olan, milyonlarca baskı yapan kitapları, gezgin sivil özgürlük avukatı....

Dershowitz, adalı konuşması, çabuk sinirlenmesi, ilginç cevapları, garip duruşları olan bir adam. Bu dünyaca ünlü hoca, Harvard üniversitesi hukuk bölümünden. Ünlülerin avukatlığınıda yapan ve burada yahudilerin savunucusu olarak bilinen birisi. Salonun hemen hemen tümününde yahudi öğrenciler ile dolu olması sanırım bunun göstergesi.

Arap İsrail çatışmasında ABD'nin arabuluculuğu ve çözümlerini anlatı. Bir saat boyuncada sorulara cevap verdi. Daha çok kavga etti... Kitablarından bahsetti...

Türkiye için çok iyi laflarda etti. Türkiye'nin ortadoğudaki feodal olmayan, laik, aşırı dinci unsurlarda uzak, Türk devrimi ile kurulmuş modern bir ülke olduğunu söyledi...

Daha fazla yazmayacağım....

Kitaplarında bazılarıda şöyle;

The Case For Peace: How the Arab-Israeli Conflict Can be Resolved (August 2005, Wiley), Rights From Wrongs: A Secular Theory of the Origins of Rights (November 2004, Basic Books), The Case for Israel (September 2003, Wiley), America Declares Independence, Why Terrorism Works, Shouting Fire, Letters to a Young Lawyer, Supreme Injustice, ve The Genesis of Justice.

Birde Anatoly Sharansky, Claus von Bülow, O.J.Simpson, Michael Milken and Mike Tyson gibi ünlülerinde avukatı olduğunu yazmalıyım sanırım.

Pazar, Aralık 4

Vassar Sokağından İlginç Binalar

MIT'teki ilginç binaların bazılarını sizlerle paylaşmak istedim.



Bizim Ev;



Bizim oturduğumuz Vassar sokağına kuş bakışı;



Kresge Hall;



Stata Center;



Stata Center;




Simmons Building;



Simmons Building;

Cumartesi, Aralık 3

GAME


Graduate Association of Mechanical Engineers (GAME) her onbeş günde bir birinden güzel seminerler sunuyor. Bunlara gelecek dönem katılmaya çalışacağım.

Şimdiden bir kenara yazmakta fayda var. Sunumlar bir saat sürüyor. Sunan ve danışmanı bir arada geliyorlar.

Son sunum robot kolu tasarımı ve üç boyutlu kullanımı ile ilgili idi.

Tech Model Train Club


Müzenin yanındaki binada yer alan MIT Model Train Club, önceleri bana çocukca bir uğraş olarak geliyordu. Bu yüzden gidip üye olmadım. Sonraları faaliyetlerini görünce, aklım karıştı. Bina içinde onlarca istasyon, yüzlerce tren var.

Tren manevraları, işletmesi ve kontrolü ise olağan üstü.

Önümüzdeki dönem daha aktif olarak, birazda tren yaparak geçirmeyi hedefliyorum.



Sitesinden yaptıklarını detaylı olarak görebilir, bina içinde bir tren ile yolculuğun keyfini çıkarabilirsiniz.

2005 MIT Fall Innovation Week

Innovation haftası içinde bir dizi seminer, konferans yapılıyor. Yetişebilirsen yetiş..

Sunumlar, paneller parallel oturumlar halinde yapıldığından bazen ikisi arasında seçme yapman gerekiyor.

Cumartesi Ventura Capital konferansı vardı. Sabah gitmem gerekiyordu. Özellikle gelecekteki kablosuz iletişim ve yeni enerji sistemleri ve geleceği ile ilgili CEO'lar tartışacaktı. Ama uyuyup kalmışım....

Ne yazık ki böylesine güzel bir paneli kaçırdım.

İlgilenenlere Venture Conf. adresi.

Konferans sonrası notlar elime geçerse sizlerle paylaşacağım.

Cuma, Aralık 2

Brain and Cognitive Sciences Complex (BCS)


Dünyanın en büyük sinir bilimleri (neuroscience) dahası beyin ve kavrama konusunda çalışma yapacak olan araştırma merkezi açıldı. Bizim evin bulunduğu sokağın MassAve tarafındaki bu bina Stata'nın karşısında.

MIT içinde neuroscience ile ilgili Brain ve Congnitive Science diye bir bölümün yanı sıra iki tanede enstitü bulunuyor. Bunlar; The Picover Ins. ve The McGovern Inst.

Açılış konuşmasını MIT başkanı Susan Hockfield yaptı. Yirmiye yakın konuşmacı içinde bir dünyanın her ülkesinden bir bilim adamı vardı. Ama bizden bir tane bile yoktu.

Ne yapalım işte böyle izleriz bizde.

Perşembe, Aralık 1

Picower Institute's inaugural symposium


Yeni Brain adn Cognitive Sciences binasında 1 Aralıkta yapılan bir panelini zar zor izleyebildim. Aslında ilgimi çeken panele gelenlerin hepsinin nobel ödüllü olması idi.

Resimdekiler soldan sırası ile Eric Kandel (Columbia University); Picower Institute Direktörü Susumu Tonegawa; Richard Axel (Columbia); Sydney Brenner (the Salk Institute); ve DNA öncüsü James Watson (Cold Spring Harbor Laboratory).

Yani beşi bir yerde... Çokşey anlattılar ve bol bol güldüler. Ben konuda çok uzak olduğum için fazla birşey anlamadım.